Bölgesel alışkanlıkları kırmak ve onlara yeni bir şey aşılamak oldukça zor olabilir. Hangi sektörden olursan ol yerel kalmak ve yerel düşünmek gittikçe zorlaşıyor. İletişim çağında yaşadığımız için, dünyanın öteki tarafında ki bir ürünü aynı gün görebilme ve o ürünü isteme imkanı bulunmaktadır. Mimari olarak evlerin şekli bile çevre evlerden çok daha farklı olarak tasarlanıyor. Yada avakoda günlük yemek listemize girebiliyor…
Büyük firmalar istasyon görevi gören yabancı ülkelerde bir depo ya da iletişim ofisi açıyor. Türkiye illerini düşünürsek firmalar İstanbul’da iletişim ofisi veya showroom açıyordu. Kalabalıklaşan bir dünyada artık İstanbul gibi metropollerde çalışmanın zorlukları da artmaya başladı. Ürün depolama, ulaşım ve mekan sorunları büyümeye başladı…
Bu iki sorun iletişim çağında yeni bir çözümü ortaya koyuyor bizlere. Daha sakin şehirlerde, iyi kurgulanmış iletişim ağı ile stressiz ve kazançlı firmalar ortaya çıkmakta. Şimdi bu yeni firmalarla; bölgesel çalışan yerel firmaları karşılaştıralım;
Bölgesel çalışan yerel firmalar;
- Müşterilerle iş dışında ikili diyaloğu daha sık ve yoğun tutmalı
- İş yaparken verimlilikten ziyade müşteri istekleri önem kazanır
- Üretkenlik azalır
- Fırsatlar olmaz
- Her geçen gün kar oranı azalır.
Global iş yapan firmalar;
- Müşterilerle daha profesyonel bir ilişki olur.
- Verimlik artar
- Çalışma ofisi eğlenceli ve zevkli olur
- Yeni fikirler ve atılımlar ortaya çıkar
- Yeni müşteriler daima olur
- Kar oranı artar
Bu iki karşılaştırma belki yüzyıllardır biliniyordu. Ama şimdi global olmak için yeni bir kanal açıldı. İletişim ağı… London
, İstanbul ve Newyork gibi şehirlerde olmadan da ciddi hizmet veren bir firma olabiliyorsunuz. Ufak tefek avantajlar kaybetseniz bile, ürün depolama, ulaşım ve mekan sorunlarını çözmüş bulunuyorsunuz. Bunların yanına extra bir şey daha ekleniyor; Doğa ile iç içe olmak…
