
Işığın kırılması ile oluşan renk tonları duygulara etki eder.
Oysa büyükler bilir; siyah-beyaz televizyonun tadı ne kadar da güzeldi! Yönetmenler, sanki bütün renkleri görüntüden alır da duygulara verirdi. Biz de yaşımıza, enerjimize ve bir mevsime göre iyice renklendirirdik zihnimizde filmleri… Ne kadar gerçekçi olurdu film!
Çıkın artık o renksiz dünyadan! Müşterilerinizi sıkıcı renklerle karşılamayın. Dünya renklendi, hatta daha da renklendi. Bu renkli dünyada markanızın kaybolmaması için rengini belli etmesi gerekmez mi? Örneğin bir diş hekimini, kahverengi giysilerle hayal edebiliyor musunuz? Çürüklerle bağdaşan bir renk olmaz mıydı? Kötü olurdu. Oysa doğa yürüyüşü düzenleyen organizasyonları kahverengiler içinde, yeşiller içinde kolayca hayal edebilirsiniz.
Panter?
Korkutucu ve vahşi olarak bilinir. Bunu sevimli bir karakter haline nasıl getirebiliriz?
İşte karşınızda pembe panter! Renkli dünya, sizi ve ihtiyaçlarınızı çok önceden düşünmüş olacaktır. Yırtıcı ve tehlikeli bir algıyı, renklendirebilirsiniz.
Bu sayede en cesurların bile korkacağı şeyi, çocuklarımız dahi sevecektir.
Örneğin tarih filmlerinde daha pastel renklerin kullanılması ya da aksiyon filmlerinde daha canlı renklerin kullanılması… Ya da özgürce düşüncelerinizi ifade etmeniz için sizi teşvik eden gök mavisi kuş; twitter!
Markalaşmak isteyen tüm şirketlerin, ürünü veya hizmetini tam manasıyla anlatacak bir renge ihtiyacı vardır.
Renklendirin!