
Bir piyano seksen sekiz (88) tuştan oluşmaktadır. Başına geçtikten sonra istediğiniz sesleri çıkartabilirsiniz. Ve raporlamanız gerekiyorsa üç yüz tuşa basıldı kırk kişi dinledi diyebilirsiniz. Ne kadar basitmiş gibi gelse, bazı reklam şirketleri raporları aşağı yukarı bu şekilde yapmaktadır. Bunu yapmaları, reklam kirliliği dediğimiz bozukluğu çıkartıyor. Kimse kimsenin düzenlenmemiş ve rahatsız edici müziğini dinlemesi gerekmiyor. Ve sanatçılık o rastgele ses çıkartan seksen sekiz tuştan düzenli ve ilgi çekici seslerin arzulu bir şekilde sıralanmasıyla oluyor. Bazen hafif tınılar, bazen yüksek tınıların hakim olması gerekiyorsa, sanatçı ortamın büyüsünü hissedip sesleri ortamla bütünleştirir.
Reklam yönetimi bir sanatçılık değildir, bunu iddia etmiyoruz. Biz sadece sanatçıların aynı piyonayı kullanarak, sıradan kişilerden daha fazla markalaşmasından ve farklı kesimlere ulaşmayı başarmasından ilham almaları gerektiğini söylüyoruz. Reklam yönetimi, iktisat kuramlarından faydalanarak, var olan bütçeyle maksimum talep getirecek şekilde planlama yapmaktır. Farklı reklam mecralarından hangilerinin ne kadar verimli olabileceğini düşünerek, bütçenin pay edilmesi ve pay edilen bütçenin en verimli, en doğru zamanda kullanılması gerektirir. Bütçeyi planladıktan sonra, reklam planlamasında müşteriye en verimli şekilde ulaşmak için 3 kuralı sırasıyla uygulamak gerekir.
- Dikkat çek: Kalabalık ortamda, dikkat çeken kırmızı fularlı sarışın kızı örnek almalıyız. Reklam mecraları farklı firmalar tarafından sıkça kullanıldığından gereğinden fazla kalabalıklaştı. Bu kalabalıkta insanları kendine yönlendirebilmek için kısa bir zamanın olduğunu unutmamak gerekir. Reklam sektöründe 3 saniye olarak belirlenen bu sürede öncelikli olarak müşterilerin dikkatini üzerinize çekmelisiniz. Büyük bir görsel veya bütünsel kreatif bir tasarımla bunu yapabilirsiniz. Bir film fragmanında karganın meyveler üzerinde üzüm yemesinden daha çok kasvetli bir ortamda kesilmiş bir başın üzerinde durup “gaaaggggggg” diye ötmesi sizi ekrana kilitleyip devamını izletebilir. Reklamınız erişim olarak 1 milyon kişiye ulaştıysa, eğer dikkat çekici görünmediyse, müşteri hızlıca reklamdan ayrılır. Ve verim yüzde otuza kadar bile düşebilir.
- Bilgi ver: Kırmızı fularlı sarışın kızı sanırım hatırlıyoruzdur. Dikkatimizi çekmişti. Artık onun hakkında daha çok detay öğrenme vakti. Reklamını yaptığınız ürün hakkında bilgileri sıralayabilirsiniz. Dikkat çektikten sonra bu bölümde sizi dinliyor olacaklar. Unutmayın bilgiler ilgi çekici, samimi ve etkileyici olmalı. Müşterinin güvenini ve alış veriş yapma güdüsünü burada kazanıyorsunuz. Bu bölümde ürünün hangi firmaya ait olduğu ve nereden temin edileceği çok önemli değildir. Ürünün ne olduğu ve avantajları öne çıkar. Eğer firma ismini bilgi verme aşmasında vurgularsanız, bilinçlerinde yer edinen o firma hakkında edindiği fikirleri kırmanız imkânsızlaşır. Markanızı bu bölümde vurgulamamanız, verilen bilgilerle müşterilerin ön yargısız şekilde algılamasına sebep olacaktır.
- Davet et: Artık kırmızı fularlı sarışın kızın senin aradığın kız olabileceğine inandınız ve onunla tanışmak için bir fırsat kolluyorsunuz. Reklamınızda eriştiğiniz müşterilerin, ürününüze hiç ilgisi olmayanlar detayları öğrenmeden ayrıldı. Zaten bunlar potansiyel müşteriler değildi. Ama verdiğiniz bilgiler kafalarında yer edinmiş olabilir. Bu da o ürünü ilerde alacağından o özellikleri aramasını sağlayacaktır. Bilgi verme işlemi tamamlandığı zaman, markanızı, yerinizi ve alışveriş zamanını belirtebilirsiniz. Ön yargısız olarak dinleyen kişilerin, alışveriş güdüsü daha fazla olacağından, alma fikri oluşmaya başlamıştır. Şimdi o müşterileri kendinize çekme zamanı. Onları markanıza ve iş yerinize davet edin. Davet ederken de çok zor yollar seçmeyin. İnternet sitesinde verilen bir reklam için web sitenize davet edebilir, sosyal medya mecralarında ise profilinize davet edebilirsiniz.
Evet kırmızı fularlı sarışın kızın iyi bir piyanist olduğunu bildiğinizde, onu beğenen insanların ikiye ayrılacağını; birinin sanatına yöneleceği ve diğerinin kırmızı fularlı sarışın kıza yöneleceğini unutmayın. Ürünün, markanın önüne geçebileceği gibi…

